Belirsizlik Dönemlerinde Liderlik
- Kariyer Rehberi
- 2 Eyl 2020
- 2 dakikada okunur

Bugün bütün dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 pandemisi hepimizi belirsizliğe sürükledi. Tarihte bu tip olaylar, krizler, salgınlar her zaman oldu. Zamanın dinamikleri değişim ve dönüşüm üzerine kuruludur. Aslında bizlerin ortaya çıkan bu tip kaos durumlarına ne kadar hızlı uyum sağladığımız, bizim de değişim ve dönüşüme karşı tepkimizi belirler. Yani “konfor alanımız”a olan odağımızı …
Biz ne ölçüde konfor alanımızın rahatlığının kuytusunda yaşarsak o ölçüde de oradan çıkmakta zorlanırız. Belirsiz durumlarda da bizi yıpratan asıl faktör o alanın artık eskisi gibi bizi dış dünyadan koruyamamasıdır.
Biz konfor alanımızdan çıktıkça, kendimizi zorlukların ortasına attıkça yeni durumlara uyum sağlayabildiğimizi fark ederiz. İşte tam burada da yöneticiyi ve lideri birbirinden ayıran ince çizgiyi görmek mümkün.
Yönetici ve ekibinin de bir konfor alanı vardır. Yıllık planlar, ulaşılacak hedefler ve birbirinin benzeri işler. Risk almak düşünülmez bile. Sadece yapılan bir iş ve o işi hedefe ulaştıracak adımlar vardır ve bu adımlar da zaten belirlenmiş ve sabittir.
21. Yüzyıla baktığımızda dünyanın değişim hızı artık eskisinden oldukça farklı. Artık konfor alanlarımız eskisi kadar konforlu değiller. Bu her an hızla değişen, kaotik ve öngörülemez küresel ortamı tanımlamada VUCA terimi son yıllarda çokça kullanılır oldu. İngilizce şu kelimelerin baş harflerinden oluşuyor:
· Volatility: Değişkenlik
· Uncertainty: Belirsizlik
· Complexity: Karmaşıklık
· Ambiguity: Muğlaklık
VUCA dünyasında artık geçmiş zamanda kalan yöneticilik anlayışı şirketleri maalesef kurtarmaya yetmiyor. Çünkü “değişken” bir ortama alışkın olmayan, sistemli ve organizasyonu sadece “karmaşık olmayan” durumlarda işleyen sistemler maalesef kriz yaşıyorlar.
Bu da bizi bir arayışa yönlendiriyor: “Belirsiz dönemlerde, kriz ortamında bir lider nasıl olmalıdır?”
Öngörülemezlik ve kaosun doğurduğu güvensizlik ortamında takım liderinin güven ortamını kurması önemlidir. Çünkü; insanları güven ortamından konfor alanından çıkarmak onları her şeye karşı şüpheci ve güvensiz yapar.
Tek tek VUCA’yı ele alacak olursak bu güven ortamının sağlanması ve kriz yönetiminin nasıl yapabileceği anlaşılacaktır.
Değişen süreçlerde, bir lider eğer değişen düzeni anlamak yerine bunu reddederse ekibinin lidere karşı güveni azalacaktır. İyi bir lider değişen süreçleri anlamaya çalışır ve değişimi takip eder. Aynı zamanda belirsiz durumlarda soyut olarak durumun haritasını çizmeli ve takımına yön vermelidir.
Belirsizlik olduğunda kararsızlık da peşinden gelir. Liderlerin kontrolcü, “Benim dediğim kuraldır.” tutumları güven ortamını sarsacaktır. Takımın belirsizliklerden haberdar olması ve gelecek kararların beraber atılması bu süreçte önemlidir.
Karmaşıklık da kararsız kalmayı kolaylaştırır ve mevcut durumu bir kişinin değerlendirebilmesini zorlaştırır. İyi bir liderin şeffaf bir şekilde takımına durumu aktarması onlara sorular sorup bu fikirleri kararlarına dahil etmesi gerekir.
Muğlaklık da durumların öngörülememesi ve kararların sonuçlarının neler doğuracağının bilinememesidir. Bu durumlarda takımın her üyesinin net anladığı ortak amaçlarının olması ve ortak bir vizyona sahip olunması güven ortamını arttırır.
Lider; takımını bir araya getirebilmeli, takımını “VUCA” ortamında çalışabilen kişilerden oluşturmalı ve takımına güvenmelidir. Dünyanın nasıl hızlı değişebildiği, sosyal medyanın değişen düzende aldığı roller ortadadır. Önemli olan takım olabilmek, beraber iş yapabilmek ve değişen düzenle birlikte esneklik kazanabilen bir yapı oluşturmaktır.
Comments